top of page

EVLİLERDE SEVER !




Namus eşittir aşk mı, yoksa aşk eşittir sadakat mi?

Toplumun susarak görmezden geldiği bir gerçek var: Evliler de âşık olabilir... hem de eşlerinden

başkasına. Bu durum ne kadar tabuysa, o kadar da yaygın aslında. İşte bu hafta, evli insanların

başkalarıyla flörtleşmesinin altında yatan psikolojik sebepleri ve bu durumun duygusal

sonuçlarını ele alacağım. Bazı insanlar evliliğin, aşkı sonsuza kadar kilitleyen bir kasa olduğunu

düşünür. Oysa evlilik, iki insanın birbirine bağlılık yemini etmesi olsa da, duygular zamanla

değişebilir, eksilebilir ya da başka birine akabilir. Özellikle duygusal ihmalin yaşandığı

evliliklerde, dış dünyadan gelen küçücük bir ilgi bile kalpte çarpıntılar yaratabilir. Evlilik kutsaldır

deriz... Sadakat, bağlılık, sorumluluk üzerine inşa edilir. Ama kimse bize, duyguların da bir ömrü

olduğunu söylemez. Hiçbir nikâh defterinde “duygusal ihmal” maddesi yoktur. Oysa en büyük

aldatmalar, fiziksel değil duygusal olanlardır. Toplumun “günah” diye susturduğu, “ayıp” diye

sakladığı bir gerçek var: Evliler de sever... Hem de eşlerinden başkasını. Ve çoğu zaman bu

“yasak” gibi görünen duygular, evliliğin içinde yıllarca biriken yalnızlıkla beslenir.


BOŞLUKTAYKEN YAPILAN SEÇİMLER HERZAMAN KAYBETTİRİR. BİRİNİ UNUTMADAN

DİĞERİNE ISINAMAZSIN. ISINAMAZSAN ÜŞÜR VE ISINACAK YER ARARSIN...

Evlilik, sevgi ve sadakat üzerine kurulan bir yolculuktur. Ancak yıllar geçtikçe bazı evliliklerde

bu sevgi şekil değiştirir, sessizliğe, görev bilincine ve zamanla duygusal çöküşe dönüşebilir.

Kadın ya da erkek fark etmez, sevgi görmeyen kalp önce susar, sonra bir ses arar... bazen bu

ses, evin içinden değil dışarıdan gelir.

Evliler neden başkalarına âşık olur?

Bu sorunun yanıtı, sadece “ahlaksızlık” ya da “zayıflık”la açıklanamaz. Birçok psikolojik,

duygusal, hatta sosyal boyutu vardır. İlişkilerde dürüstlük ve iletişim en büyük şifadır. Bazen

evlilik kurtarılabilir, bazen de kendini kaybetmeden yürüyüp gitmek gerekir.

Duygusal açlık

İlişkide yıllarca görmezden gelinmek, sevgisizlik, ilgisizlik bir kalbin kurumasına neden olur. Bu

kuraklığa bir damla ilgi bile düşse çiçek açar.

İhmal edilmişlik

Evlilikte eşlerden biri sürekli ilgiyi çekerken diğeri “idare eden” konuma düşebilir. Bu durum

zamanla görünmezlik yaratır.

Monotonluk

Aynı hayat döngüsü içinde sıkışmak, tutkuya olan ihtiyacı tetikler. Yeni bir heyecan kaçış gibi

görünür.


Geçmişin telafisi

Bazı evliliklerde birey, gençliğinde yaşayamadığı aşkı, heyecanı başka biriyle yaşamaya çalışır.

Yanlış evlilik

Bazı insanlar doğru insanı geç tanır.

Şimdi bu teorileri bir kenara bırakalım ve sizi gerçek bir kadının gerçek hikâyesine götüreyim.


KOMŞUMUN KOCASINA AŞIK OLDUM.

(isimler değiştirilmiştir)

Ayşe 34 yaşında, iki çocuk annesi, evli bir kadındı. Eşiyle 11 yıldır evliydi ama son yıllarda

aralarında sadece çocuklar, faturalar ve sessizlik vardı. Ne dokunuş vardı aralarında, ne göz

göze gelmek... Herkes kendi odasında, kendi yalnızlığında yaşıyordu. Bir gün apartmanlarına

yeni bir aile taşındı. Karşı dairede oturan bu yeni ailenin babası olan Murat, 38 yaşında, yakışıklı

ve kibar bir adamdı. Tesadüfen aynı gün asansörde karşılaştılar. Göz göze geldiler. Ayşe'nin

içinden yıllardır duymadığı bir ses yükseldi: “Beğenildin.” İlk başta sadece selamlaştılar. Sonra

market poşeti taşımasına yardım etti Murat. Ardından çocukları parka birlikte götürdüler.

Sohbetler derinleşti. Ortak şikâyetleri vardı: eşleri onları anlamıyordu.

Bir gün Murat, Ayşe'ye sordu:

“Hiç gerçekten sevilmeyi özledin mi?”

Ayşe bu soruya ağlayarak cevap verdi. O gün bir şey koptu içinde. İlk mesaj o gece geldi. Sonra

görüşmeler başladı. İkisi de evliydi, ama kalpleri yalnızdı. Gizli gizli görüştüler. Küçük park

köşelerinde, sessiz kafelerde... Ama her mutluluk anı sonrası vicdan azabı geliyordu. Ayşe,

çocuklarının gözlerine bakamıyor, Murat geceleri evinde susuyordu. Bu hikâye mutlu bitmedi.

Eşlerinden boşanamadılar. Ama birbirlerini de silemediler. Ayşe şimdi hâlâ aynı evde ama başka

bir adamı sevdiğini bilerek yaşıyor. Murat ise taşındı. Ama Ayşe’nin hâlâ aklında bir cümlesi var:

“Beni bana unutturan adam, beni bana yeniden hatırlattı.”

BOŞANSIN NE YAPIYORSA YAPSIN

Evlilik dışı duygusal ilişkiler, yargılaması kolay ama yaşaması ağır süreçlerdir. Hiç kimse bir

sabah “ben aldatayım” diye uyanmaz. Ama yıllarca bastırılan duygular, yanlış zamanda doğru

kişiyi bulduğunda aşk başlar. Bu yazının amacı, kimseyi yargılamak değil. Sadece suskun

kalpleri görünür kılmak...Ve şu soruyu sordurmak:


“Birbirimize gerçekten dokunuyor muyuz? Yoksa sadece birlikte yaşlanıyor muyuz?”

 
 
 

1 Comment


kaan ege
kaan ege
Jun 17

🥲

Like

Bize Ulaşın

Doğum Tarihiniz
Gün
Ay
Yıl
bottom of page